1 Nisan 2014 Salı

Bir Seçim Sonrası Yazısı


Hatırlarsanız seçimlerden önce “Bir seçim tahmini” diye bir yazı paylaşmıştım sizlerle.. Birkaç il haricinde bu tahminlerin büyük bir bölümünün tuttuğunu görüyoruz..

Yazımda; Gezi olaylarına, sonrasında yaşananlara, 17 Aralık Operasyonu'na ve özellikle her gün bir yenisi çıkan "Tape"lere rağmen AKP’ nin birçok ilde ve özellikle Büyükşehir Belediye Başkanlıkları’nın büyük bir kısmında birinci parti olma niteliğini nasıl hala koruduğunu sormuş ve sorunun iktidar partisinin karşısında durabilecek sağlam bir muhalefetin olmayışından kaynaklandığını, muhalefetin iktidar olma gibi bir amaç gütmediğini anlatmıştım..

Bir tespit daha yapmış; bu ülkenin okumuş - yazmış, entelektüel kesiminin yıllardır değişmeyen, sosyo-ekonomik veya kültürel açıdan kendinden aşağıdakileri hakir gören, üstten bakan tavrının değişmesi gerektiğini; yoksulların, emeğinden gayrı satabilecek bir şeyleri olmayan geniş kesimlerin en büyük sorununun güven sorunu olduğunu; onun yaşam tarzına, inançlarına, kültürüne, geleneklerine yabancılaşan, onu ötekileştiren, hakir gören her yaklaşım biçiminin, bu geniş ve yoksul kesimin güvenini sarstığını ve onları aslında istenenin tam aksine kapitalizmin taşeronu olan iktidarların kucağına ittiğini söylemiştim.

Bundan sonraki seçimler için bir öneride bulunmuş; bu ülkenin insanlarını, birbirine, düşman eden, ötekileştiren, yabancılaştıran duvarların yıkılma zamanının geldiğini; sokakları yaşamak için aşındıran, iş arayan, ekmeğini çöpten/taştan çıkarmaya uğraşanlara, okumamışına, az okumuşuna, cahil kalmışına, eğitilmemişine ve bu ülkede yaşadığı için bu ülkenin nimetlerinden en az bizler kadar faydalanmaya hakkı olan milyonlarca yoksulun, inançlarını, kültürlerini, değerlerini ötekileştirmeden onları anlayabilecek ve kendimizi anlatabilecek iletişim alanları oluşturmamız gerektiğini ifade etmiştim.

Bir de uyarıda bulunmuş ve tüm bunları yapmak yerine, hiç kimsenin görüşünde bir değişiklik olmaması ve herkesin yine kendi yörüngesinde dönmeye devam etmesi halinde, seçimlerden değişimi beklemenin ham hayalden öteye geçmeyeceğini söylemiştim.

Seçim sonrası yazılıp çizilenlere, söylenenlere bakıyorum da herkes yine aynı tavrı sergiliyor, Aziz Nesin’ in haklılığından dem vurup halkın % 60 ını aptal olarak görmeye devam ediyor, hatta bazıları bunu daha da ileriye götürerek açıkça hakaret ediyor.. Yani bu açıdan değişen bir şey olmadığı görülüyor, maalesef tarih tekerrür ediyor, gereken dersler alınmıyor..

Bu kadar önemli bir seçimde muhalefet partileri ne yapıyor, gözlerinin önündeki sandığa sahip çıkamıyor; elektrikler kesildi, oylar çalındı, hile yapıldı demeye devam ediyor.. Son bir aydır seçimlerde hile yapılacak, oylar çalınacak, elektrikler kesilecek denildiği halde hala nasıl aynı şeylere göz yumuluyor anlamakta zorlanıyorum.. Sonuçları başarısızlık olarak görüp istifa eden olmadığı gibi seçimi herkes kazanmış görünüyor..  Seçimden sonra “ Bu söylemlerle olmuyor, seçimlerden sonra AKP karşıtı olan herkesin AKP ye tepki gösterdiği kadar kendi parti merkezlerine de tepkisini göstermesi gerekiyor, 80 yıllık söylemlerle, teorilerle AKP değişmez” diyorum ama bakıyorum muhalefet partileri yönünden de bir değişim görünmüyor..

Aslında seçim sonucunda halk söyleyeceğini söylemiş; tüm yazılıp çizilenleri özetlemiş ve kendi içinde bir sonuca vararak demek istemiştir ki; " Siz daha iyisini yapana kadar, en iyisi bu !"

Ancak; bu mesaj alınacak yerde aynı döngü içinde devam ediliyor, dönüp yazdıklarıma ve önceki seçimlere bakıyorum; üzülerek görüyorum ki; “ Batı Cephesinde yeni hiçbir şey yok !”

Bu ülkede, Perşembe’nin gelişi, Çarşamba’ dan bellidir !. Yani ben yazımı bir köşeye koyayım, nasılsa bu gidişle, 2015 genel seçimleri öncesinde uyarlayıp yeniden kullanırım sanırım..


Sağlıcakla kalın !.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder