4 Mart 2014 Salı

Komşumuz Venezuela' da Neler Oluyor ??

Komşumuz Venezuela’ da Neler Oluyor ?!!

Merhaba değerli okuyucular;

Yanlış okumadınız, evet bugün “Komşumuz” Venezuela’ dan bahsedeceğiz. Burada yayımlanan ilk yazımda sizlere okumanın ne kadar zor bir eylem olduğundan bahsetmiştim hatırlarsanız. Şimdi işi bir adım daha zorlaştıracak ve satır aralarını okumaya çalışacağız.

Dilerseniz önce Venezuela’ dan kısaca bahsedelim. İsmi İspanyolca “Küçük Venedik” anlamına gelen Venezuela, Güney Amerika'da yer alan bir ülkedir. İspanyolların Güney Amerika'da ilk sürekli yerleşimlerinden biridir. Başarısız birkaç ayaklanmadan sonra ülke, sonunda İspanya'dan bağımsızlığını ünlü Simón Bolívar önderliğinde 1821'de kazanmıştır. Bağımsızlığının ilk yıllarında şimdiki KolombiyaPanama ve Ekvador ile birlikte Büyük Kolombiya'nın (Gran Colombia) bir parçasını oluşturan Venezuela, 1830 yılında bu birlikten ayrılmıştır.

Venezuela' nın yakın tarihinde 19. yüzyılın tümü ile 20. yüzyıl başları siyasal çalkantılar, diktatörlükler ve devrimlerle doludur. 1980’lerde  profesyonel bir asker olan ve 1982’de arkadaşlarıyla birlikte Movimiento Bolivariano Revolucíonario 200 (Bolivarcı Devrimci Hareket - MBR 200) isimli gizli ve kendisine yakın genç subayları örgütlemeyi amaçlayan bir yapı kuran Hugo Chávez önderliğinde 4 Şubat 1992’de darbe girişimi olmuştur. Bu darbe girişiminin yeni-liberal politikaların uygulanmasına tepki olarak ayaklanan halkın hükümet tarafından sert bir şekilde bastırıldığı ve hükümet güçleri tarafından yaklaşık 3.000 kişinin öldürüldüğü Caracazo olaylarına tepki olarak doğduğu belirtilmiştir. Darbe sonuç olarak başarısız olmuş, Chavez hapse düşmüş ama kamuoyu Chavez’ i tanıma fırsat bulmuştur.

1993’de başkan Perez kamu fonlarını kötü yönde kullandığı için görevden alınmış ve 1994’de yeni kurulmuş merkez sağ parti Convergencia’nın lideri Rafael Caldera, MAS adında küçük sol partinin de desteğiyle başkan seçilmiştir. MBR 200 bu seçimleri boykot etme çağrısı yapmış, Caldera yoksul halkın sevgisini kazanmış olan Chávez' i serbest bırakmıştır.

Daha sonra, 1998 başkanlık seçimlerine yeni kurulan "Beşinci Cumhuriyet Devinimi" adlı partiyle katılan Chávez, oyların yüzde 56'sını alarak başkan seçilmiştir. 1999 Yılında bu partinin girişimleriyle yeni anayasa hazırlanmış ve halkoylamasıyla kabul edilmiştir. 2000 Yılında oylarin % 59'unu alarak yeniden başkan seçilen Chávez'e meclis Kasım 2000'de bir yıl boyunca ülkeyi kararname ile yönetme yetkisi vermiştir. Bu bir yıl içerisinde Chávez' in özellikle tarım ile petrol alanlarında büyük düzenlemeler içeren 49 kararname çıkarması, ülkedeki o ana kadar egemen olan güçler arasında tedirginlik yaratmış, düzenlemelerin dirençle karşılaşmasına ve kutuplaşmalara yol açmıştır.

Tabiri caizse dananın kuyruğu bu saatten sonra kopmuş, 2001' in Aralık ayında ülkenin büyük işveren ve işçi sendikaları genel işi bırakma eylemi girişiminde bulunmuşlardır. 2002' de ordu ile sivil toplumun bazı öğeleri Chávez'i darbe ile başkanlıktan düşürmüşler, ancak Chávez halk ve ordu desteği ile 48 saat içerisinde görevine geri getirilmiştir. Venezuela petrolünün en büyük alıcısı olan ABD'nin başarısız darbedeki rolü tartışılmış ama kanıtlanmamıştır. 15 Ağustos 2004'de yapılan halkoylamasını Chávez oyların %58'ini alarak kazanmıştır.

Chavez’ in kanserden ölümünden sonra yerine, sağlığında Chavez tarafından varisi olarak ilan edilen Nicolas Maduro geçmiştir. ABD tarafından desteklendiği açık olan, Yahudi asıllı olduğu iddia edilen ve 2002 Venezuela Darbe Girşimi olaylarında adı geçen Henrique Capriles Radonski ile Maduro arasında geçtiğimiz yıl yapılan başkanlık seçimini ise yine Maduro kazanmış ancak bundan sonra ülkede tuvalet kağıdı bile bulunmaz hale gelmiştir.

Ülkede son haftalarda yaşanan olaylarda ise göstericiler enflasyon, ekonomik durum, güvenlik sorunu ve tuvalet kağıdı gibi temel malzemelerin eksik olmasını protesto etmiş ve protestolar sırasında gözaltına alınan 100 öğrencinin serbest kalmasını talep etmiştir. Cuma günü yapılan gösterilere biber gazı ve tazyikli suyla müdahale edilmişti. Yandaşlarına Bolivar meydanından seslenen Maduro ise muhalefetin darbe peşinde olduğunu ve Kolombiya’nın eski devlet başkanı Alvaro Uribe’ nin hükümet karşıtı hareketin arkasında olduğunu ve bu eylemleri finanse ettiğini öne sürmüştür.

Geçtiğimiz günlerde Veneuzela’ nın Ankara Büyükelçisi Reyes, bir basın toplantısı düzenleyerek ülkesinde yaşananları aktarmış, “ Bilgilendirmek isteriz ki Venezuela’da “Renkli Devrimleri” ve “Arap Baharı” şeklinde bilinçli olarak yanlış adlandırmaları kullanan aynı “Yumuşak Darbe Statejisi” hayata geçirilmektedir” diyerek ABD’nin şiddet olayları nedeniyle gözaltına alınanların serbest bırakılması ve Leopoldo Lopez’in tutuklanmaması için tehditlerde bulunduğunu belirtmiştir. Reyes, “Aynı şekilde ABD Dışişleri Bakanı Sayın John Kerry’nin saygısız ve müdahaleci yorumlarını da şiddetle reddediyoruz” demiş, tutuklanan herkesin saldırgan eylemlerde bulunması ve ateşli silah kullanmaları nedeniyle tutuklandığını vurgulamış, “Egemenliğimize yapılan bu saldırılar dolayısıyla bir “Bağımsızlığımızı koruma stratejisi” gerçekleştirmeyi zorunlu görmekteyiz. Venezuela barışın topraklarıdır ancak aynı zamanda Venezuela faşizme karşı verilen mücadelenin de başkentidir” ifadelerini kullanmıştır. Büyükelçi basın açıklamasında ayrıca ülkesindeki medya manipülasyonlarını ve gösterilerde ellerinde ateşli silahlar bulunan muhalifleri ifşa eden fotoğraflar da paylaşmıştır.

Venezuela hükümeti ve muhalifleri diyalog kurmaya davet eden Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, komşu ülkede yeniden istikrarı sağlamaya katkı yapacak her türlü girişime hazır olduklarını belirtti. Bakanlar kurulu toplantısının ardından konuşan Kolombiya lideri, "Son olaylardan dolayı endişeliyiz. Bu sebeple farklı politik güçlerin arasında iletişim kanalları kurulması ve tansiyonun düşürülmesi için çağrı yapıyorum." şeklinde konuşmuştur. Venezuela’ da geçtiğimiz hafta başlayan olaylar için daha öncesinde 'şiddete başvurmak dışında herkesin gösteri yapma hakkı vardır' şeklinde açıklama yapan Santos, Devlet Başkanı Nicolas Maduro tarafından 'ülkenin iç meselelerine karışmaması' konusunda uyarılmıştı. Kolombiya’yı muhalefete destek vermekle itham eden Venezuela ise komşu ülkeyi iç politikadan uzak tutmaya yönelik tavrını korumaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Venezuela' da yapılan seçimlerin ardından muhalefet liderinin Kolombiya hükümeti tarafından başkanlık sarayında ağırlanması ise iki ülke arasında siyasi bir krizin başlangıcına sebep olmuştur.

Peki; Venezuela’ yı dünya gündemine oturtan ve ABD için bu kadar önemli ve vazgeçilmez kılan şey nedir?

Venezuela son yıllarda yapılan keşifler sonucunda 2012 yılında dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip ülkesi durumuna gelerek, bu alanda Suudi Arabistan'ı geçmiştir. Böylece petrol rezervleri konusunda Suudi Arabistan yaklaşık 70 yıldır sürdürdüğü liderliğini kaybetmiştir. Venezuela, OPEC resmi verilerine göre 296 milyar varil ham petrol rezervlerine sahiptir. Örnek vermek gerekirse bu miktar petrol, Türkiye'nin 1220 yıllık ihtiyacını karşılamaya yeterlidir. Böylece Venezuela ekonomik ve politik olarak son derece stratejik bir konuma yükselmiş olmaktadır.

Şimdi yazının içindeki satır aralarına bakınca, petrol, ekonomik kriz, yüksek enflasyon, güvenlik, tuvalet kağıdının bile bulunmadığı bir yokluk, protesto gösterileri, komşunun müdahalesi vs gibi kelimeleri yazının içinden çekip aldığımızda akla gelen ilk şey “ Bizim çocukların” gene bir şeyler tasarladığı oluyor. Chavez zamanında başarıya ulaşamayan darbe girişiminin bu kez aynı karizmatik özelliklere sahip olmayan ve eğitim düzeyi de yetersiz olan Maduro’ ya karşı biraz daha sıkılaştırılarak uygulanmaya çalışıldığı ve “Bizim çocukların bu kez başaracakları”  kanaati uyandırılıyor..

Gelelim yazımızın başındaki komşumuz tabirine.. Yukarıda anlatılan olaylar ve eylemler dizini size de tanıdık gelmiyor mu? Yaşı yetenler, gerek Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası, gerek 12 Eylül öncesi ve gerekse son zamanlarda yaşanan olaylara bakınca “ Bu filmi daha önce görmüştüm” ( Fransızlar buna “Dejavu” diyor) duygusuna kapılmıyor musunuz? Hele de Kolombiya’ nın, Venezuela’ da istikrarı sağlamaya (!) yönelik katkılarını da ekleyince, Venezuela dünyanın öbür ucunda olsa da, sizde de komşumuz olduğu hissi uyandırmıyor mu?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder