Komşumuz Venezuela’ da Neler Oluyor ?!!
Merhaba
değerli okuyucular;
Yanlış
okumadınız, evet bugün “Komşumuz”
Venezuela’ dan bahsedeceğiz. Burada yayımlanan ilk yazımda sizlere okumanın ne
kadar zor bir eylem olduğundan bahsetmiştim hatırlarsanız. Şimdi işi bir adım
daha zorlaştıracak ve satır aralarını okumaya çalışacağız.
Dilerseniz
önce Venezuela’ dan kısaca bahsedelim. İsmi İspanyolca “Küçük Venedik” anlamına
gelen Venezuela, Güney Amerika'da yer alan bir ülkedir.
İspanyolların Güney Amerika'da ilk sürekli yerleşimlerinden
biridir. Başarısız birkaç ayaklanmadan sonra ülke, sonunda İspanya'dan
bağımsızlığını ünlü Simón Bolívar önderliğinde 1821'de
kazanmıştır. Bağımsızlığının ilk yıllarında şimdiki Kolombiya, Panama ve Ekvador
ile birlikte Büyük Kolombiya'nın (Gran Colombia) bir
parçasını oluşturan Venezuela, 1830 yılında bu birlikten ayrılmıştır.
Venezuela'
nın yakın tarihinde 19. yüzyılın tümü ile 20. yüzyıl başları siyasal
çalkantılar, diktatörlükler ve devrimlerle doludur. 1980’lerde profesyonel
bir asker olan ve 1982’de arkadaşlarıyla birlikte Movimiento Bolivariano
Revolucíonario 200 (Bolivarcı Devrimci Hareket - MBR 200) isimli gizli ve
kendisine yakın genç subayları örgütlemeyi amaçlayan bir yapı kuran Hugo Chávez önderliğinde
4 Şubat 1992’de darbe girişimi olmuştur. Bu darbe girişiminin yeni-liberal
politikaların uygulanmasına tepki olarak ayaklanan halkın hükümet tarafından
sert bir şekilde bastırıldığı ve hükümet güçleri tarafından yaklaşık 3.000
kişinin öldürüldüğü Caracazo olaylarına tepki olarak doğduğu belirtilmiştir.
Darbe sonuç olarak başarısız olmuş, Chavez hapse düşmüş ama kamuoyu Chavez’ i
tanıma fırsat bulmuştur.
1993’de
başkan Perez kamu fonlarını kötü yönde kullandığı için görevden alınmış ve
1994’de yeni kurulmuş merkez sağ parti Convergencia’nın lideri Rafael Caldera,
MAS adında küçük sol partinin de desteğiyle başkan seçilmiştir. MBR 200 bu
seçimleri boykot etme çağrısı yapmış, Caldera yoksul halkın sevgisini kazanmış
olan Chávez' i serbest bırakmıştır.
Daha
sonra, 1998 başkanlık seçimlerine yeni kurulan "Beşinci Cumhuriyet
Devinimi" adlı partiyle katılan Chávez, oyların yüzde 56'sını alarak
başkan seçilmiştir. 1999 Yılında bu partinin girişimleriyle yeni anayasa
hazırlanmış ve halkoylamasıyla kabul edilmiştir. 2000 Yılında oylarin %
59'unu alarak yeniden başkan seçilen Chávez'e meclis Kasım 2000'de bir yıl
boyunca ülkeyi kararname ile yönetme yetkisi vermiştir. Bu bir yıl içerisinde
Chávez' in özellikle tarım ile petrol alanlarında büyük düzenlemeler içeren 49
kararname çıkarması, ülkedeki o ana kadar egemen olan güçler arasında
tedirginlik yaratmış, düzenlemelerin dirençle karşılaşmasına ve kutuplaşmalara
yol açmıştır.
Tabiri
caizse dananın kuyruğu bu saatten sonra kopmuş, 2001' in Aralık ayında ülkenin
büyük işveren ve işçi sendikaları genel işi bırakma eylemi girişiminde
bulunmuşlardır. 2002' de ordu ile sivil toplumun bazı öğeleri Chávez'i darbe ile başkanlıktan düşürmüşler, ancak
Chávez halk ve ordu desteği ile 48 saat içerisinde görevine geri getirilmiştir.
Venezuela petrolünün en büyük alıcısı olan ABD'nin başarısız darbedeki rolü
tartışılmış ama kanıtlanmamıştır. 15 Ağustos 2004'de yapılan halkoylamasını
Chávez oyların %58'ini alarak kazanmıştır.
Chavez’
in kanserden ölümünden sonra yerine, sağlığında Chavez tarafından varisi olarak
ilan edilen Nicolas Maduro geçmiştir. ABD tarafından desteklendiği açık olan, Yahudi
asıllı olduğu iddia edilen ve 2002 Venezuela Darbe Girşimi olaylarında adı
geçen Henrique Capriles Radonski ile Maduro arasında geçtiğimiz yıl yapılan
başkanlık seçimini ise yine Maduro kazanmış ancak bundan sonra ülkede tuvalet
kağıdı bile bulunmaz hale gelmiştir.
Ülkede
son haftalarda yaşanan olaylarda ise göstericiler enflasyon, ekonomik durum,
güvenlik sorunu ve tuvalet kağıdı gibi temel malzemelerin eksik olmasını
protesto etmiş ve protestolar sırasında gözaltına alınan 100 öğrencinin serbest
kalmasını talep etmiştir. Cuma günü yapılan gösterilere biber gazı ve tazyikli
suyla müdahale edilmişti. Yandaşlarına Bolivar meydanından seslenen Maduro ise
muhalefetin darbe peşinde olduğunu ve Kolombiya’nın
eski devlet başkanı Alvaro Uribe’ nin hükümet karşıtı hareketin arkasında
olduğunu ve bu eylemleri finanse ettiğini öne sürmüştür.
Geçtiğimiz
günlerde Veneuzela’ nın Ankara Büyükelçisi Reyes, bir basın toplantısı
düzenleyerek ülkesinde yaşananları aktarmış, “ Bilgilendirmek isteriz ki
Venezuela’da “Renkli Devrimleri” ve “Arap Baharı” şeklinde bilinçli olarak
yanlış adlandırmaları kullanan aynı “Yumuşak Darbe Statejisi” hayata
geçirilmektedir” diyerek ABD’nin şiddet olayları nedeniyle gözaltına
alınanların serbest bırakılması ve Leopoldo Lopez’in tutuklanmaması için
tehditlerde bulunduğunu belirtmiştir. Reyes, “Aynı şekilde ABD Dışişleri
Bakanı Sayın John Kerry’nin saygısız ve müdahaleci yorumlarını da şiddetle
reddediyoruz” demiş, tutuklanan herkesin saldırgan eylemlerde bulunması
ve ateşli silah kullanmaları nedeniyle tutuklandığını vurgulamış, “Egemenliğimize
yapılan bu saldırılar dolayısıyla bir “Bağımsızlığımızı koruma stratejisi”
gerçekleştirmeyi zorunlu görmekteyiz. Venezuela barışın topraklarıdır ancak
aynı zamanda Venezuela faşizme karşı verilen mücadelenin de başkentidir” ifadelerini
kullanmıştır. Büyükelçi basın açıklamasında ayrıca ülkesindeki medya
manipülasyonlarını ve gösterilerde ellerinde ateşli silahlar bulunan
muhalifleri ifşa eden fotoğraflar da paylaşmıştır.
Venezuela
hükümeti ve muhalifleri diyalog kurmaya davet eden Kolombiya Devlet Başkanı
Juan Manuel Santos, komşu ülkede yeniden istikrarı sağlamaya katkı yapacak her
türlü girişime hazır olduklarını belirtti. Bakanlar kurulu toplantısının
ardından konuşan Kolombiya lideri, "Son olaylardan dolayı endişeliyiz. Bu
sebeple farklı politik güçlerin arasında iletişim kanalları kurulması ve
tansiyonun düşürülmesi için çağrı yapıyorum." şeklinde konuşmuştur.
Venezuela’ da geçtiğimiz hafta başlayan olaylar için daha öncesinde 'şiddete
başvurmak dışında herkesin gösteri yapma hakkı vardır' şeklinde açıklama yapan
Santos, Devlet Başkanı Nicolas Maduro tarafından 'ülkenin iç meselelerine
karışmaması' konusunda uyarılmıştı. Kolombiya’yı muhalefete destek vermekle
itham eden Venezuela ise komşu ülkeyi iç politikadan uzak tutmaya yönelik
tavrını korumaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Venezuela' da yapılan seçimlerin
ardından muhalefet liderinin Kolombiya hükümeti tarafından başkanlık sarayında
ağırlanması ise iki ülke arasında siyasi bir krizin başlangıcına sebep olmuştur.
Peki;
Venezuela’ yı dünya gündemine oturtan ve ABD için bu kadar önemli ve
vazgeçilmez kılan şey nedir?
Venezuela
son yıllarda yapılan keşifler sonucunda 2012 yılında dünyanın en büyük petrol
rezervlerine sahip ülkesi durumuna gelerek, bu alanda Suudi
Arabistan'ı geçmiştir. Böylece petrol rezervleri konusunda Suudi
Arabistan yaklaşık 70 yıldır sürdürdüğü liderliğini kaybetmiştir.
Venezuela, OPEC resmi
verilerine göre 296 milyar varil ham petrol rezervlerine sahiptir. Örnek
vermek gerekirse bu miktar petrol, Türkiye'nin 1220 yıllık ihtiyacını
karşılamaya yeterlidir. Böylece Venezuela ekonomik ve politik olarak son derece
stratejik bir konuma yükselmiş olmaktadır.
Şimdi
yazının içindeki satır aralarına bakınca, petrol, ekonomik kriz, yüksek
enflasyon, güvenlik, tuvalet kağıdının bile bulunmadığı bir yokluk, protesto
gösterileri, komşunun müdahalesi vs gibi kelimeleri yazının içinden çekip
aldığımızda akla gelen ilk şey “ Bizim
çocukların” gene bir şeyler tasarladığı oluyor. Chavez zamanında başarıya
ulaşamayan darbe girişiminin bu kez aynı karizmatik özelliklere sahip olmayan
ve eğitim düzeyi de yetersiz olan Maduro’ ya karşı biraz daha sıkılaştırılarak
uygulanmaya çalışıldığı ve “Bizim
çocukların bu kez başaracakları”
kanaati uyandırılıyor..
Gelelim
yazımızın başındaki komşumuz tabirine.. Yukarıda anlatılan olaylar ve eylemler
dizini size de tanıdık gelmiyor mu? Yaşı yetenler, gerek Kıbrıs Barış Harekâtı
sonrası, gerek 12 Eylül öncesi ve gerekse son zamanlarda yaşanan olaylara
bakınca “ Bu filmi daha önce görmüştüm”
( Fransızlar buna “Dejavu” diyor)
duygusuna kapılmıyor musunuz? Hele de Kolombiya’ nın, Venezuela’ da istikrarı
sağlamaya (!) yönelik katkılarını da ekleyince, Venezuela dünyanın öbür ucunda
olsa da, sizde de komşumuz olduğu hissi uyandırmıyor mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder